Suda çözünmeyen ve vücut kimyasında kullanılmayan bütün bileşikler kanserojen madde olma eğilimindedir. Kanserojenler, yaşamı önemli ölçüde etkileyen kanser hastalığını tetikleyebilecek sigara dumanı, böcek ilaçları, asbest, ağır metaller (kurşun, cıva, kadmiyum), benzen ve nitrozaminler gibi maddelerdir.
Son yıllarda, ultraviyole güneş ışınlarındaki radyasyondan, yanan tosta kadar neredeyse her şey potansiyel kanserojen maddeler listesinde sayılmaktadır. Ancak bilim insanları her konuda olduğu gibi bu konuda da farklı görüşlere sahip. Yine de tütün ve alkol kullanma gibi bazı etkenlerin kanser riskini arttırdığı konusunda uzlaşmış durumdalar.
ÖNEMLİ OLAN MARUZ KALINAN DOZDUR
Kanserojen maddelere maruz kaldığımızda bu hemen kanser olacağımız anlamına gelmez. Maruziyetin dozu ve süresi çok önemlidir. Birçok madde kansere sebep olma potansiyeline sahipken gün içerisinde bunlara mutlaka maruz kalırız. Fakat vücut muhteşem kurgulanmış dizaynıyla bu maddelerle savaşarak arınmayı başarır.
Elimize aldığımız kömür, bize herhangi bir zarar vermezken yıllarca madende çalışan kişi tozdan dolayı akciğer kanseri olabilir. Paracelsus’un dediği gibi “Her madde zehirdir. Zehir ile zehir olmayanı ayıran dozdur.”
